Avrupa birliğinin cazipliği yıllar geçtikçe bittiği görülse de, Avrupa birliği
ve ülkelerinin çağdaş temel yapısı, her açıdan milleti millet yapıyor.
Tabi ki bu bizi ilgilendirmez. Avrupa birliğine ihtiyacımız olmayabilir.
Amma velakin illaki Avrupa’yla düşman olmak, veya Asya’yı istememek, veyahut Amerika’yı ret etmek, yada
Afrika’yı yok saymak ve Arapları düşman göstermek, sabah güneşinin geç doğmasından hiçbir farkı yoktur.
Biz ülke olarak her yönden milletsek, o zaman dünyaya sadece saygı duyarız.
Hiçbir dünya devleti ne dosttur, nede düşman, tek dostumuz Türk ulusudur.
Tek düşmanımız ise, içten ile dıştan Türk milletine ve
Türk dünyasına her türlü kötülük yapanla yapmak isteyendir.
Eğer haddimizi bilirsek, haddelerini de bildiririz.
Yok haddimizi bilmezsek, haddimizi bildirirler.
Avrupa’yı Avrupa yapan hukuku, adaleti ve milliyetçiliğidir.
Bu üç temel kavram tüm ülkeler içinde geçerlidir.
Bu üçlünün tek parçasını atarsanız, dünyadaki herhangi devletinin milleti inim inim inler.
Hukuku, adaleti, milliyetçiliği ve dini sadece kendinize göre yorumlayıp
yaşayarak yaşatırsanız, o zaman kişiliğiniz tek kelimeyle sapkınlıktır.
Sapkınlığın içinde her türlü kötülük, ahlaksızlık, iğrençlik, oyun, haram, kumarbazlık
vardır ki ülkesine hayır gelmediğinden ailesiyle çevresi de mutlu ve huzurlu olmaz.
Allah herkese beyin, ayak, ve kol vermiş ki
istediğinizi yapın veya istemediğinizi yapmayın diye.
Beyin ve bedenimizi Türk milletine veya Türk dünyasına göre kullanırsak
o zaman ne yapalım Avrupa, Arap, Amerika, Afrika ve Asya’yı.
Ülkemizi Türk gibi yaparak Türk birliğini daha da güçlü yapıya sokarız.
Avrupa, Asya, Amerika ve Afrika İslam ülkesini tabi ki istemez.
Araplar Türklerden elbette nefret eder.
O yüzden biz onlara yanaştıkça, yaramaz çocuklar gibi isterler de isterler.
Daha doğrusu, bizi parmaklarında oynattıkça oynatırlar.
Aynı, kedinin fareyle oynadığı gibi oynarlar.
Ya çöplerini toprağımıza doldururuz, ya topraklarımızı mülteci
yuvasına dönüştürürüz, yada vatanımızı gelen geçene yok
pahasına satarız, veyahut adaları veririz kimsenin sesi çıkmadan.
Bizde işimize geldiğinde, yani seçim için tek oy uğruna her türlü
yararlanmak adına hedef Avrupa birliği, Asya, Afrika, Arap, işimize
gelmediğinde ise, yani her türlü pisliği ve ahlaksızlığı kimse karışmadan
özgürce yapmak için ey Avrupa birliği, Asya, Afrika, Arap, Amerika deriz.
Arada sırada da tuzun biberi nereden gelirse
artık, Avrupa ve dünya bizi kıskanıyor narası atarız.
Şanlı Türk tarihle, Atatürk ilkesiyle ve laik
Türkiye Cumhuriyetiyle alakası da yok bu kıskanma narasının.
Nereden çıkar, sözün sahibi de akıl sıra erdiremez desek tam yerinde olur.
Avrupa ve dünya bizi niye kıskanacakmış bir bakalım.
Tek başına iktidar ve tek kişilik yönetim dönemlerinde yıllardır
Avrupa ve dünyayı kıskandıracak elektrik kanununu mu çıkartıldı.
Dünya ve Avrupa’yı kıskandıracak Engelliler devrimimi yapıldı.
Dünya ve Avrupa’yı kıskandıracak millet refaha mı erişti.
Dünya ve Avrupa’yı kıskandıracak demokrasi, hukuk, adalet şaha mı kalktı.
Dünya ve Avrupa’yı kıskandıracak köylünün güldü mü yüzü.
Dünya ve Avrupa’yı kıskandıracak Türkiye Cumhuriyetinin her yanı yeşille mi donatıldı.
Dünya ve Avrupa’yı kıskandıracak eğitim daha çağdaş hale mi geldi.
Dünya ve Avrupa’yı kıskandıracak lafla değil, icraatla daha milliyetçi devlet mi oldu.
Dünya ve Avrupa’yı kıskandıracak bazı hassas konularda hükümet, devleti devlet mi yaptı.
Dünya ve Avrupa’yı kıskandıracak sağlık daha sağlıklı mı oldu.
Dünya ve Avrupa’yı kıskandıracak yangın söndürme için tam kapasiteli uçağımız mı var.
Dünya ve Avrupa’yı kıskandıracak her yönden ekonomi Türk milletini huzurlu mu yaptı.
Dünya ve Avrupa’yı kıskandıracak işsizlik mi azaldı.
Aynen bunun pesinden giden cevap ver cevap. Ondan sonra nereye gideceksen git.
Ama gitmeden önce bazı konuları da araştır.
Mesela hangi ülkelerde öğretmen maaşı ne kadar, petrol fiyatı ne kadar, internet hızı ne alemde, asgari ücret ne kadar, insanın alım gücü ne durumda, devlet makamında oturanın mal varlığı ne kadar ve bu herhangi suç işlerse buna adalet mekanizması nasıl çalışır, çevre ve sokak kanunu nasıl işliyor, adalet sistemi nasıl çalışır, seçim kaybeden muhalefet genel başkanı ne yapar veya bunlar gibi daha birçok konuyu araştırarak nereye gideceksen git.
+
İlla Avrupa Birliğine veya şuraya, buraya, oraya göz
kapalı girelim diye bir saçmalık söz konusu olmamalı.
Çünkü biz, ta ki milattan önce dünyaya destan yazarak şanlı
Türk tarihini öbür milletlere okutmuş Türk milletiyiz.
Avrupa birliğine girmek için Türklüğümüzden, gelenek
ve göreneklerimizden taviz vererek boş ver girmeyelim.
Bak Özbekistan’a, resmi dilini Türkçe yapma gayretinde.
Bak Azerbaycan’a, Karabağ’ı geri aldı.
Bak Kuzey Kıbrıs’a, Türk olarak dimdik duruyor. Bak Türkmenistan’a, ismi bile yetiyor.
Bak Kazakistan ve Kırgızistan’a, her yani Türk kokuyor.
Bak Amerika birleşik devletlerindeki yakın adaya, orada da Türk adası var.
Bak Türk devletlerinin milletlerine, zor durumlarımızda adeta yüreklerini yırtıyorlar.
Türk birliğini daha verimli hale getirerek dünyaya
hayran bırakmak için Türk ulusunun neyi eksik.
Helva yapmak için un, yağ ve şeker varken neden Türk
kelimesini bile sildirmek için elimizden geleni yapıyoruz ki.
Türklerin Türk’ten başka dostu yok diye boşuna mı demişler atalar.
Bir elin nesi var, iki elin sesi var diye boşuna mı söylemişler atalar.
Doğmaz mı birlikten kuvvet.
Bırakalım Avrupa birliği ve dünya lafını da kendimize gelip Türk birliğiyle
heyecan katarak Avrupa birliği, dünya, Asya, Amerika, Arap ve Afrika
sevdasından vazgeçerek dünya duy sesimizi işte bu Türk dünyası birliğinin
gönül sesi tezahüratını tek yürek olarak coşkulu şekilde dünyaya haykıralım.
Ne demiş atalar, herkes yerinde sağ olsun ve bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın.
Kim dost olup olmadığını 2021 yılı yaz ayındaki orman yangınlarında gördük.
+
Dünyaya açılmak şarttır ama zorla başkasının evine girmek her zaman sığıntıdır.
Avrupa Birliğine ve bu dünyanın herhangi yerine girmeden dünya ülkeleriyle
işbirliği yapmalıyız. Mesela neler yapmalıyız. Bir örnek vermek gerekirse.
İnterneti en hızlı ülkeyle internet işbirliği yapmalıyız.
Neremiz zayıfsa güçlü yönü başka ülkeyle birebir işbirliği yapmalıyız.
Ama tabi ki ülkeme ve milletime maddi ve manevi zarar vermeyecek şekilde.
+
Göçü savunmak kadar daha saçmalık bir şey olamaz.
Bunun savunulacak Engelli birey, çocuk, kadın, yaşlı hariç hiçbir haklı yönü de olamaz.
Bunu savunan hem kendi milletinin hakkını yer, hem de dünya
ülkeleri için sosyal hakların vermiş olduğu sorumluluğu çiğnemiş olur.
Türkmenistan, Azerbaycan, Suriye, Türkiye Cumhuriyeti, vesaire
ülkelerde doğan sadece kendi ülkesi için yaşamalıdır.
Kendi ülkesinde yaşayamayan birisi başka ülke ve milleti nasıl canı gönülden sahiplenebilir.
Böyle mantık ve böyle dünya yok.
Türk birliğini ağıza almadan önce bu çelişki saplantıdan kurtulmamış lazım.
Tabi ki başka ülkede yaşamak yasak değil. Amma velakin işin suyunu çıkartmamak gerek.
Unutmayın ki herhangi ülkede yanan kıvılcım dünyaya yayılıyor.
Her ülkede yaşayan Kainat Hakimi kuludur ki, insanca yaşatmak ülkelerin
yönetimlerine aittir. İlle Türk birliği için, ille de kendi vatanı için yaşamaktır.
Fatih Güler
Yorumlar