Yapımcılar ve yönetmenler,
Sosyal sağlık sagınları maalesef öğretti ki, televizyon kanalından interneti daha çok kullanılması gerekiyor ve çağ devri artık değişim istiyor.
Bunların başında, konukları sanal ortamından konuk etmek gibi falan filan diyebilirim.
Şahit olduk ki, böyle konuk ağırlama sistemi de rahatlıkla yapılıyor ve gerekliymiş.
Hatta sosyal sağlık salgınları da olmasa da gereklidir.
Ülkemizde ve belki de dünyanın her tarafında fark edilememiş şair, müzisyen ve yazar Engelli bireyler var ve Bunların çoğu tek başına evinden dışarı çıkamadığı için eserlerini kendisinden ve birkaç kişiden başka kimse bilmiyor ve hatta bilinmek istenmiyor gibime geliyor.
Neyse, konu derine inmeden diyeceğim şudur ki, her türlü yeteneğe ve birikime sahip Engelli bireyler, sanal dijitali çaresinde konuyla alakalı her televizyon kanalın programında konuk edilmelidir.
Bu sayede devlette, herhangi özel sektörde yetenekli Engelli bireylerden yararlanma fırsatı bulurlar.
Tabi yapımcı, yönetmen ve sunucuların rant ve reyting dertleri olmazsa.
Aynı önerim radyo, internet radyo ve internet televizyonlar içinde geçerlidir.
Gerçi bu önerime de gerekte yoktu ama maalesef engelsiz bireylerin Engelli bireylere karşı bakış açısı engelli olduğu için bende önerilerimi yumuşak ve sert tavrımla engelsiz bireylerin gözlerinin önüne sermek zorunda kalıyorum.
Canlı yayınlar hariç tüm ulusal, yerel, internet televizyonların bütün programlarında ve hatta internetteki bütün videolarında alt yazı ve işaret dii sistemi mümkün olduğunca çabuk ve kesinlikle olması gerekir.
Engelli bireyler rahatlıkla yapımcı, yönetmen, sunucu ve oyuncu olur.
Hatta konuşma Engelli birey bile rahatlıkla sunucu olabilir.
Yapımcı ve yönetmenler vicdan seslerini dinleyerek Engelli bireyler ne yapıyor diye merak ederlerse ortaya akıcı filmler, kaliteli haber yorumcuları, güzel sesler ve besteler çıkacaktır.
Yayınevlerin yönetmenleri, her tür yazıyla uğraşan öyle çok Engelsiz bireyler var ki, odalarında ilgisizlikten çürüyüp tozlanmış kitap gibiler.
Onlar için her iki taraf içinde mutlu edecek ve Hayır Duası alacak ortak çözüm bunulabilir.
Mesela, yazarın herhangi tür kitabını kendiniz bastırıp yazara on kitap vererek kendiniz satarak kendiniz kazanabilirsiniz.
Yönetmen ve yapımcılar, hayvanların ve dilini bilmediğimiz yabancıların hayatlarını film yapıyor ve belgesellerini çekiyorsanız, hayatları roman olan Engelsiz bireyler içinde aynısını yapabilirsiniz.
Eğer Engelsiz birey bulamıyorsanız bu sizin sorununuz değil, insanlığın sorunudur.
Dizi ve filmlerde çocuk oyuncu oynatma alışkanlığı yapan yapımcı ve yönetmenler, dizi ve filmlerde Engelli bireyler içinde aynı duyarlığı gösterebilirsiniz.
Eğer ufak süreliğine de olsa Engelli bireylere yer verirseniz, her anlamda seyirci artacağından emin olabilirsiniz.
Hiçbir televizyon kanalında Engelli bireylere özgü yarışma programı yok.
Eğer canları istesin her türlü imkan emrinde olan yapımcılar, Engelli bireylere özgü her türlü yarışmalar yapılabilir ama demek ki istenmiyor.
Buda Engelli bireylerin hiçbir yarışmayı izlememesi ve izletmemesi gerektirir.
Nerdeyse Ülkemde her türlü televizyon kanalı var amma velakin nedense Engelli birey kanalı yok.
Daha vahim olanı da Engelli birey programı yok denecek kadar az demeyelim, hiç yok diyelim.
Engelliler Haftasında ve Dünya Engelliler Gününde sokaklar sessiz, kör, tekerlekli sandalyeyle, anlayamayarak ve duyamayarak Engelliler birlikte sokaklarda olurlar imkanları olduğunca.
Eh bazen de haklı olarak bazı kesim, kuruluş ve kişileri protesto ederler ama etrafı kirletmeyerek gürültü ve örgüt propagandası yapmayarak kimseye saldırmadan aileleriyle birlikte yürürler, yılda iki defa akıllarına düşen Basın önünde.
Buda Engelli bireyler için ayrı ayrıcalık ve asalettir.
Nazar değer diye başarılarından da söz edilmeyerek bana bak, buraya el salla, akşam çıkarsın televizyonda falan filandan söz ederler.
Çıkarıldığı ve çıkarılmadığı yasalar büyük bir iştahla anlatılır fakat Engelli bireylerin sokakta karşılaştığı zorlukları görmezden gelirler çok değerli Basın mensubu kardeşlerimiz.
Bak ya az kalsın unutuyordum.
Bazı televizyonlarda yarım saatliğine canım cicim diye kıyak programlarda yaparlar.
Ana haberlerde son sıraya koyarlar Engelliler Haftası ve Engelliler Günü haberlerini.
Yada hiç bahsetmezler.
Bu yazımı okuyunca bazı Basın mensubu kardeşlerimin bana katılmayanlara sormak lazım, acaba Ülkemizde şu an popüler köşe yazarı var mı?
Birinci derecede Görme Engelli ağabeyimiz harika resim yapısını yurt haberinde sadece iki dakika yer ayrılıyken, filin duvarı karalamasını ana haberde on dakika ballandırılarak göstermelerine ne demeli.
Aslında Ülkemizde hayvanlar kadar Engelli bireylerin değeri olmadığını bundan yirmi yıl önce içimden söylüyordum da neyse be.
İki bin on dört senesinin mayısında maden ocağı ihmalinden dolayı Türk televizyon kanalları ulusal yas ilan etmişti.
Beş gün boyunca Türk televizyon kanalları diziler ve yarışmaların yerine Türk filmlerini koydular.
Ne tesadüf ki aynı hafta Engelliler Haftası olmasına rağmen bizim bazı meşhur rantçı Türk televizyon kanalları Engelli birey konulu filmleri koymadılar. Yorumu Türk milletine bırakıyorum.
Çünkü seneler önce Güner Ümit’in tek gafıyla televizyon Kanalı kapattıran Türk milleti bu yorumu da kendi vicdanında verir.
Sosyal sağlık salgınları insanlığa ders verir mi, vermez mi zaman gösterecek.
Engelli bireylere her türlü şekilde duyarlı basında çalışan bazı yönetmen, yapımcı, sunucu ve yazarlara gönülden teşekkür ederek sonsuz saygılar sunuyorum.
Kısmetse gelecek yazımda görüşene dek
hoşça kalın insanlık.
Fatih GÜLER
Yorumlar