Engellilik kavramı ve sözü bazılarının zihnine sıradan hastalık gibi geliyor.
Ama öyle olmadığını bazı Engelli bireylerde dahil anlamak istemeyene anlatamazsın.
Eğer anlatabilseydik Türk tarihinin en çaresiz dönemini yaşadığımızı anlayabilirlerdi.
Tabi bide hangi yönde anlayabilecekleri de var.
Türk tarihini anlayarak ve tarafsız şekilde araştırsalar Türk tarihinin en çaresiz
sözümü de anlarlar da ama maalesef ki aynı geçmiş tarihteki gibi iyi uyuştururmuş.
Neyse kalemim daha fazla sinirlemeden asıl konumuza dönelim.
İnsan koronaya, yada kansere yakalanır. Ya yener, yada yenilir bu amansız hastalıklara.
Ama Engellikte ne ölmek vardır, nede düzelmek.
Ömrünün sonuna kadar
Engelliğin cefasını her türlü şekilde çeker ve her türlü şekilde ailesine de çektirir.
Ölümcül hasta ve yakınının neler çektikleri hiçbir zaman diliminde bilinmediği gibi
Engelli birey ve Onun ailesinin çektikleri de hiç kimse hiçbir zaman diliminde bilmez
yada işine gelmediği için bilmek istemez. Ataların dedikleri gibi sadece çeken iyi bilir.
Bide perdenin arka yönü var ki, Engelli bireyin ayrı, ailesinin ayrı
ikisi bir arada yaşantının her bakımdan apayrı yaşamı vardır.
Üç ayrı yaşam arasından akıllara gelecek veya gelmeyecek duygu seli vardır.
Herhangi birinin duygusunu anlayamayan toplum
bu saydığım üç ayrı yaşamı nasıl anlayacak.
Eğer tersi durum olsaydı bu yazı dizim ortaya çıkmazdı.
Ha bu yazı dizim toplumun geneli sabit fikirli olmasından dolayı Engelli birey ve
Engelli bireyin ailesine herhangi bir faydası olmaz ama benden sonra tarih boyunca
daha nice fatihler çıkacağını ve benden daha güçlü şekilde Engelli bireyin
her türlü hakkını savunacağının ve eğer ki kabul edilirse Engelli birey adına herkese
sağlam yol göstererek belirleyeceğinin işaretlerden birisidir bu ufak tefek çabam.
Engelliler günü ve Engelliler haftası ne zaman diye sorulsa
sorduklarına bin pişman olacak kadar doğru cevap yüzdesi
akıllara zarar derecede çok düşük olur.
Gerçi bu gibi sorular sormak, anketler düzenlemek hiç olacak iş mi ki
meşhur siyasilerin meşhur yapboz oyunuyla uğraşmak dururken ve
bunu takiben ney sesini pek seven meşhur milletin neye heyecanlandığı
tam anlayamadığı saçma sapan heyecanı yada heyecanları varken.
Hapisteki suçlu mahkuma ağıt yakan, evdeki suçsuz mahkuma gülünür.
Rahmetli özgecanlar için haklı olarak dünyayı ayağa kaldıran
dayak yiyen kader vurmuşların feryadı duyulmaz.
Hayvanı, bebeği, çocuğu gezdiren, tekerlekli sandalye unutulur.
Güzel bacaklı ve göğsü kıllının her türlü hayalini gerçekleştiren
herhangi bedeni eksik diye Engelli bireyin yaptığı tüm güzellikler görmezden gelinir.
Engelli bireyi görmezden gelerek dahası insandan bile saymayan
nedense işi düşünse kıymetli olur ve artı Onun üzerinden
sanki marifetli iş yapıyormuş gibi utanmadan şeytanca her türlü oyun oynanır.
Aynı engelsiz birey gibi Engelli birey içinden de her türlü huylu insan mevcuttur.
Aynı engelsiz birey gibi Engelli bireyin de yüreği, hatası, sevabı, heyecanı, sevdası vardır.
Amma velakin nedense aynı engelsiz bireyin hayat şartının hiçbirisi
Engelli birey için hiç yok denecek kadar çok vahim boyuttadır.
Evet artık gelelim bu bölümün başlığının asıl konusu olan
Engelli bireylerle yaşadığım her türlü anılarıma.
Ben bir ara Türk yerel televizyon kanalının herhangi programlarının birinde
yapımcılardan birisiydim. Her Perşembe o programın konukları bana aitti.
Benim yayınım edebiyat ve Engellilikle ilgili konu ve konuklar olacaktı ve öylede oldu.
Fakat bu yapımcılığım sadece altı ay falan sürdü.
Nedeni ise, birisinden duyduğuma göre benden dolayı kanal patronuna tehdit gelmiş.
Bana o tehdit haberini anlatan günahı da, sevabı da kendisine aittir.
O tehdit haberi doğru mu, yoksa yalan mı, veyahut altında çok iğrenç şekilde
bambaşka neden mi var göz ve kulak olarak şahit olmadığım için
tabi ki bilemediğim gibi hiçbir tahminde de bulunamam.
Amma velakin o günlerde yapımcılığım devam ettiği ve it gibi bu kanalın programına
çalışmaya devam ettiğim sırada bana sorulmadan ve dahası bana haber bile verilmeden
yayın saatimin hakkını hastaneye satılması ortada herhangi bir itlik olduğu kesindir.
Neyse program yapımcılığıma dönersek
Ampute kulübünün oyuncusunu buldum ve takımını programa davet ettim.
O Engelli birey futbolcuyla yazışırken, muhalefet partiden herhangi il ilçesinin
çok meşhur belediye başkanı
Ampute kulübü başkanının yakın arkadaşı olduğunu öğrendim.
O gün programa hem Ampute kulübü konuk oldu
hem de o meşhur belediye başkanı telefondan sesli canlı yayına bağlandı.
O program için Engelli birey tanıdığım bir Engelli birey şair tanıdığını tavsiye etti.
Tanıdığını bulup yazışmaya başladım ve
profilimdeki kurt resme ilk başta kafayı takınca onu hemen engelledim.
Bir başka Engelli birey tanıdığımın tanıdığı bana mesaj çekti.
Program yapımcılığımı kimden ve nasıl duyduysa.
Mesajında Engelli birey arkadaşının üvey ailesi tarafından
acımasızca dövüldüğünü yazıyordu.
O Engelli birey arkadaşıyla yıllar öncesinden tanışıyorduk. Sadece spastik Engelliydi.
Meşhur yazardı. Televizyon kanallarına çıkmış,
radyo programlarına katılmış ve kitabı basılmıştı.
Bana kendisinin sosyal medya hesabının şifresini bile verdiydi
ama ailesinin üvey olduğunu söylemedi veya söyleyemedi.
Sürekli hasta olduğunu yazardı bana. Aile bayağı zengin olduğu belliydi.
Ama bu bir gün bana bir şey ima etmeye çalıştıydı fakat üstünde durmadıydım.
Bugün içimden acaba ima etmeye çalıştığı konu o muydu diyerek
keşke ima ettiğinin üstünde dursaydım diyorum.
O arkadaşı bana mesaj attığı andan itibaren onu bulmaya çalıştım fakat sosyal medya
hesabını kapatmıştı ve bugün ismini bile unuttum. Şu an akıbeti nedir bilmiyorum.
O arkadaşının ismini de zaten ilk günden unuttuydum.
Zaten üç Engelli birey Ağabeyim ve iki Engelli birey ablam vefat ettiler
ve vefatların hepsini sonradan öğrendim.
Vefat eden ağabeylerden birisi şairdi. Galiba mesam üyesiydi ve internet radyosu vardı.
Kendisi ve ağabeyi
küçük yaşta yakalandıkları hastalıktan dolayı yürüme yeteneklerini kaybetmişler.
Her şeyi merak ederek kimseye sormam ama galiba babaları yoktu ve anneleri vardı.
Bana sürekli gözüm diye ifade eder, şiirlerimi seslendirerek videolarımı yapardı.
Sonradan engelsiz bireyle evlenerek birkaç yıl sonra boşanmış.
O evlendiği yengeyi de bende çok iyi tanırdım ve şiirimi seslendirmişti.
Bu ağabeylerim okumuş, çalışmış ve emekli olmuşlar diye hatırlıyorum.
Vefat eden öbür Engelli birey ağabeyim ise yurt dışında yaşayan ve
internet radyosu olan birisiydi.
Bana özel yayın yaptıydı. Bana sürekli can diye ifade ederdi.
Vefat eden öbür ağabeyimin yeri ise benim için bambaşkaydı.
Benden dokuz yaş büyüktü.
İki yaşındayken üçüncü kattan düştüğünden dolayı bebekliğinden
yürüme yeteneğini kaybetmişti. Annesi ve babasıyla yaşıyordu.
Fanatik Fenerbahçe taraftarıydı.
İlkokula giderken insanların kendisine bakış açılarını beğenmediği için
okumak istememiş ve ailesi de bu kararını anlayışla karşılamış.
3 kardeştirler. Ablası ve bacısı vardı. Ablası evliydi.
Her zaman ben kendisine abey, kendisi de bana gardaş diye ifade ederdi.
Genelde her gün en az yarım saat yazışır ve dertleşirdik.
Engelsiz birey bayanla evlenme planı yaparken
kendi ailesinin evlenmesine pek sıcak bakmadıklarını hissettiği için bu planından
yüreği gizli şekilde çok yansa da vazgeçmek zorunda kalmış.
Yıllar önce vefat etmiş ama o dönem cep telefonum olmadığından dolayı
birisinin aracığıyla seneler sonra öğrendim.
Vefatı da, akşam erken saatlerde odasına keyfim yok diyerek yatınca ve önceden
odasında sakladığı beş kutu hapları içip intihar ederek öbür dünyasını da zindan etmiş.
Vefat etmeden birkaç yıl önce bana mektup yazıp göndererek ben vefat edersem
bunu ablama ver dedi.
Mektubu okuduğumda Engelli bireylerin ne kadar çaresizce ve
ne kadar kendilerine yönelik bin bir türlü oyuna maruz kalarak
hayata devam etmek zorunda kaldıklarını
rahmetlinin yaşadıklarıyla benim de yüreğim sızlayarak bir kez daha şahit oldum.
Çünkü mektubun konusu eniştesinin buna karşı ne kadar şeytanca oyun oynadığıydı.
Bu enişteyi öbür dünyasını düşünmeyen, gereksiz kıskançlık arasında yüzen
başkasını düşünür gibi yaparak ama sadece kendi dünyasını düşünen
daima aklında kırk tilki olan, dengesiz, ruh hastası birilerine benzettim.
Bu enişte çattırmadan buna ne iğrençlikler yapmış,
ne iğrenç oyunlar oynamış bir bilseniz şeytanın patronu dersiniz bu ite.
Ama sosyal medya hesabındaki fotoğraftan gördüğüm kadarıyla
ablasının mutlu olduğunu hissettiğimden ötürü o enişteyi ve onun gibilerini sadece
Allaha havale ederek rahmetli ağabeyimin ruhundan af isteyerek
mektubu hiç kimseye göndermeden hemen sildim.
Öbür vefat eden Engelli birey iki ablamda şairdi.
Birisiyle fazla samimi değildik fakat birbirimize saygı sevgimiz sonsuz olduğundan
şu sayfamda bu rahmetli ablamın da tadı tuzu olsun istedim.
Ailesiyle yaşıyordu. Çevre olarak çok saygın biriydi.
Öbür rahmetli ablamda şairdi ve internet radyosu vardı.
4 yaşında ateşli hastalık geçirmesinden kaynaklanan belden aşağı tutmayan bir ablamdı.
Ben kendisine aba, rahmetlikte bana kardeşim derdi.
Ekonomist okumuş fakat iş bulamamış.
Yerel dergide yazarlık yapardı. Köşesinde benle röportaj yaptıydı.
Günlük zamanın yarısını Engelliler konusu üzerine ayrılırdı.
Engelli bireylerin ve hatta bazı Engelli birey ailelerin can dostuydu.
İçindeki fırtınaya aldırmadan yüreğiyle herkese papatya dağıtırdı.
Annesiyle yaşıyordu ve annesi vefat edince bazen yalnız, bazen de kardeşiyle yaşıyordu.
Kardeşi döverek hastanelik etmiş.
Bu haberi duyunca bende bu rahmetlik ablama şiir yazdım.
Rahmetlik ablam da düzelince ağlayarak kendi internet radyosunda
bu şiirimi seslendirdi ve bende birisine slayt videosu yaptırdım.
Rahmetlik ablam bir süre daha yalnız yaşadıktan sonra yaşadığı il dışındaki başka yere
Engelli bakımevine yerleştirildi kendi dostlarının dostane gayretleriyle.
Burada birkaç ay yaşadıktan sonra vefat etti.
Vefat etmeden birkaç hafta önce yazışırken burada çok iyi olduğunu
internetten engelsiz bireyle tanıştığını, bununla evlenme planları olduğunu
fakat bu işsiz olduğunu, iş bulamazsa evlenemeyeceklerini söylediydi.
Rahmetlinin sosyal medya hesabına başsağlığı mesajı yazdım.
Birkaç dakika sonra yengesi beni ekleyince kabul ettim.
Yani rahmetli ablamın ağabeyinin hanımı oluyor.
Kabul eder etmez hem mesajla, hem de paylaşımlarımdan birine yorum yazarak
onun hayatını fazla araştırma diye yazdı.
Bende buna cevap yazdım da ama ne yazdığımı unuttum valla
ve iki güm sonra bu yengesini engelledim zaten.
Bundan çok yıllar önce bir başka aileyle tanıştık.
Bu aile bir tanıdığımızın çok samimi oldukları yakın dostlarıydı.
Bu aile anne, baba, erkek evlattan oluşuyordu. Çok zengin aileydi.
Evlatları yirmi yaşında ve boyundan aşağısı felçliydi ve düzelme ihtimali yokmuş.
Felç olmadan önce dersleri çok iyiymiş ve yüksek yerleri hedefliyormuş.
Engelli birey olma nedeni ise, havuza balıklama atladıktan hemen sonra bu hale gelmiş.
Bu Engelli birey kardeşimle çok kısa süreliğine de olsa sohbet ettiydik.
O aileyle ondan sonra bir daha görüşemedik.
Ama birkaç ay önce ortak tanıdığımızdan aldığımız habere göre o Engelli birey
kardeşimin annesi birkaç ay önce vefat etmiş ve
o Engelli birey kardeşimde çok üzülüp resmen yıkılmış.
Engelli birey bir başka ağabeyim ise yurt dışında yaşıyor.
Dört yıldır bana sanki kırgın gibi hali var.
Galiba nedeni ise, birkaç yıl önce buradaki
benden elli kilometre uzaklıktaki otelde kaldı ve bana gel görüşelim dedi.
Bende gelmeyi ve seni görmeyi çok isterim
fakat şu an inan ki gelemem dedim ve o gün bugündür
haklı olarak bana buz gibi küs gibi. Manevi olarak bana çok yardımı oldu.
İstediğim videoları hazırladı ve ondan çok daha öte bana sürprizler yaparak
hepsi birbirinden değişik şiirlerimle alakalı çok özel videolar ve resimler yaptı.
Birkaç şiirimi televizyon programında okuttu.
Seksen ihtilali sonrasında Türkiye’den yurt dışına kaçmış
Ve doğuştan yürüme ve spastik Engelli birey.
Evlenip boşanmış ve üniversite çağında iki tane evladı var.
Koyu Beşiktaşlı. Anlamlı sözler yazar.
Yurt dışında işçiliğin yanı sıra bazı ses sanatçıların internet menajerliğini de yapıyor.
Bazı televizyon programlarında isminden altın harfle söz ettirdi.
Ağabeyi ve aile fertlerinin geneli Türkiye’de yaşıyor.
Bir diğer Engelli birey kardeşimle yıllar önce öyle yada böyle bir şekilde tanıştık.
Annesi hariç babası ve kardeşi doğuştan yürüme Engelli birey olmuşlar
ve hayatlarını ailecek çok normal ve çok güzel şekilde sürdürürler.
Annesi ev hanımı ve babası çalışıyor.
Kardeşi okuyup iş sahibi olarak Engelsiz birey bayanla evlenerek çocuk sahibi oldu
ve o anda aklından şiir yazma yeteneği var. Ailecek koyu Galatasaraylılar.
Kendisi ise çok güzel gitar çalar, şarkı söyler, beste yapar, gençlere gitar dersi verir
3 arkadaşıyla kurmuş olduğu grup ile konser vererek televizyon ve radyoya çıkar.
Tanıştıktan sonra birbirimize gidip gelir ve birbirimize kanka derdik.
İl olarak birbirimizden ne zaman ayrı düştük o yıldan beri her bakımdan ayrı düştük.
Ama ben onu her zaman ve her yerde ekleyerek yazarım ve
hatta manevi olarak elimden geldiğince yardım etmeye çalışırım
ama o beni hiçbir zaman ne ekler, ne arar, nede hatır sorar.
Ama ben buna yazdığım zaman ise bazen her şey sanki ilk günkü gibi çok normaldir.
Bazen de kestirip atar.
O dönemde bunun bir erkek Engelli birey arkadaşıyla tanıştım.
Müzikle uğraşır mı yoksa uğraşır gibi yapardı bilmiyorum da
ama burnu yükseklerde gezdiğini çok iyi bilirim.
Bu bundan önce tanıştığım erkek arkadaşını pek sevmediğinden dolayı
o yada ben arasında tercih yap gibi şaşma sapan ima da bulunmaya
çalıştığı andan itibaren bununla samimiyetimi kestim.
Yıllar önce fizik tedaviye başladım.
Yedi ay gittim ve bana herhangi faydası olmadığından dolayı bıraktım.
Yıllar sonra öğrendim ki gittiğim yer
5 kuruş kazanmak için devlete beni zihinsel Engelli göstermiş.
Ama o yerde çalışan hepsi biz Engelli bireylere çok iyilerdi
ve hepsi de tepesinde taşıdılar diyebilirim.
Sadece benimle değil, bütün Engelli bireylerle her bakımdan çok candan ilgililerdi.
Ailelerimizi almayarak biz Engelli bireyleri tiyatroya ve pikniğe götürerek
bizimle çok güzel ilgilenirlerdi. O yerde çalışan bazılarıyla aynen görüşürüm.
O yere giden 5 yada 6 Engelli bireyle de arkadaş olarak zaman zaman yazıştım.
O yere kimi akülü arabasıyla gelirdi, kimi ailesiyle, kimi de benim gibi servisle.
O yerde zihinsel Engelli birey dışında
Engellilik bakımından en vahim durumda olan bendim.
Gereksizce sosyal medya hesaplarım kapatıldığından ve
isimlerini unuttuğumdan dolayı o yerdeki Engelli birey arkadaşları bulamadım.
Çok yıllar sonra o yerde tedavi gören fakat o dönemden tanıyamadığım
erkek Engelli birey beni ekledi.
Bana gerçekten hayranmış ve o kadar ki
bugüne kadar hiçbir tanıştığımız olmamasına rağmen
gazetecilerin hayalin nedir sorusuna fatih güler gibi yazar ve şair olmak cevabını vermiş.
Bu haberi internetten tesadüfen buldum.
Bu çok gereksiz işlerle ilgilenmeye başlayınca yolları sessiz sedasız ayırdım.
Bir başka tanıştığım Engelli bireyde yürüme ve spastik Engelliydi.
Fenerbahçe takımına aşıktı. Babası vefat etmiş annesiyle yaşıyordu.
Baba maaşından başka maddi hiçbir gelirleri yoktu.
Bir başka Engelli arkadaşta
kız kardeşiyle beraber kemik erimesi yani başka deyişle cam hastalarıydı
Bunların babaları vefat etmiş anneleriyle beraber yaşıyordu.
Annesi engelsiz birey ve ev hanımıydı. Babalarının vefat maaşıyla geçiniyorlardı.
Kız kardeşiyle beraber her gün düzenli hareket yapıyordu.
Her gün belirli saatte internete girme alışkanlığı vardı ve
saati doldu mu gözü kimseyi görmeyerek hemen çıkardı internetten.
Televizyon kanalında Engelli birey konulu programı sunan bir Engelli bireyle tanıştım.
Yazışmaya başlayınca beni programına davet etti.
Ya sev, ya terk et anlayışımdan dolayı bana nasihat vermeye çalışınca daveti reddettim.
Tatil yerinde bize Engelli birey misafir geldiydi.
Olgun yaşta ve sadece yürüme Engellisi vardı ve hayatına resmen küsmüştü.
Bir sonraki sene gene tatil yerimize bu sefer başka Engelli birey geldi ve
bunun iki kolu da yoktu. Başka bir engeli de yoktu.
Fakat bu kendi dünyasıyla barışıktı. Bununla birkaç defa daha karşılaştık.
Tanıştığım bir başka Engelli birey de devrimci, başka siyasi görüşlere saygılı
son derece özgür ve sosyal yaşam tarzı olan ve zevkine düşkün
yürüme ve spastik Engelli birey. Engelli maaşı alıyor.
Ben ona devrimcilerin kralı, kendisi de bana şairim der. Annesiyle yaşıyor.
Bir gün bununla yazışarak dertleşirken herkesi düşündüren 3 derdini paylaştı.
Derdinin biri, siyasi konulara girmek istememesinin nedeni
Engelli maaşının kesilmesinden korkmasıymış. Diğer derdi aşk sevda acısıymış.
En iç yakan derdi de, annesinin kendisinden önce vefat etmesinden korkmasıymış.
Tanıştığım bir başka Engelli birey de sosyal yaşam tarzı ve
zevkine düşkün olmaya özen gösteren yürüme ve spastik Engelli birey bayandı.
Bana aşık olmuş ve evlenmek istiyormuş.
Bunu bana sosyal medya hesabımdan bunun tanımadığım ve tanışmadığım
bir engelsiz birey bayan arkadaşı yazdı.
Bende bu Engelli bayan bireye konuyu açarak evlenmemiz asla mümkün olmayacağını
ama eğer kabul edersen seninle ölene kadar senin gibi çok değerli insan gibi insanla
arkadaşı olmayı istediğimi yazdım.
Oda, istediğimi elde etmeyi bilirim yazınca bununla yazışmayı tamamen kestim
ve kendisi de beni birkaç ay sonra sosyal medya hesaplarımın hepsinden engelledi.
Tanıştığım bir başka Engelli bireyse, kas hastası Engelli birey bayandı.
Sosyal medya hesabımdaki tüm paylaşımlarımı beğeniyor
bazılarına uygun şekilde yorum yazıyor ve benimle sürekli yazışmak istiyordu.
Şair yönünü hiç bilmediğim halde bu bana doğum günümde
akrostiş şekilde şiir yazarak mesaj bölümüme gönderdi.
Bu andan itibaren bana karşı hissiyatını anlamaya başlayarak hemen buna
bundan önce başımdan geçen olayı dertleşmek maksadıyla
bana yazdığı şiirinden dolayı teşekkür ederek anlatmaya çalıştım.
Tamam ne anlatmak istediğini anladım diyerek
birkaç gün sonra sosyal medya hesaplarımdan engelledi.
Bir Engelli birey bayan arkadaşla daha tanıştım bunun öz teyzesinin buna tavsiyesiyle.
Bu sadece biraz konuşma ve spastik Engelli bireydi.
Şairlere, şiire, şiir yazmaya çok hevesli birisi olduğunu ilk tanışma da anladım.
Bana şairim diyor ve bana ithaf şiirler yazıyordu.
Bana ona yakın yazdığı şiirlerinde sevgi, sitem ve gözdağı vardı.
Çünkü kendisi bana her türlü derdini açarken
ben sadece espri yaparak havadan sudan bahsediyordum.
Ben hastalanınca hemen anamı aramış şairimin nesi var diye.
Kendisi bana dedi ki, seni göremesem çok merak ediyorum.
Bana senden haber verecek kimi önerirsin.
Kuzenimi önerdim ve hemen eklemiş sosyal medya hesabına.
Evlenmek için ailesi eğer olmaz derse ailesini karşısına alacağını söyledi
evlilik konusunu açmamama rağmen.
Bana yazdığı bir şiirini başkasına seslendirtilip ve
öbür başkasına da video yaptırıp bana sürpriz yaptı.
Bana yazmadığı bir şiiri ulusal gazetenin birinde çıktı.
Yerel gazetenin birinde yazı yazmaya başladı.
Bunun çok ilginç özelliği de, nasıl konuşuyorsa öyle yazardı.
Yani okumada problem yok, düzgün yazmada problem vardı.
Yazıp bitirdiği şiir ve yazılarını şairim düzeltir misin diye önce bana gönderir
bende düzelterek gönderdikten sonra yayınlardı.
Şairim ikimiz şiir düeti yazalım mı dedi ve yazdık.
Serbest stil ve konulu şiir düetini bitirdikten sonra iki tanıdığıma gönderdim ve
onlarda seslendirerek video yaptılar. Ben ona delü, oda bana şairim derdi.
Ben hastalanınca bununla arayı bilerek ve
isteyerek soğutmaya çalıştım ve başarılı da oldum.
Spastik Engelli bireyle evlendi ve çok şükür çok mutlu.
Tabi ki arkadaşlığımız devam ediyor. Kendisine hayatını yaz dedim ve yazıyor.
Tanımadığım ve beni tanımadıkları bazı Engelli ve
engelsiz bireyler nedensiz beni sosyal medya hesaplarıma ekleyip çıkarırlar.
Tanıştığım bir diğer Engelli birey erkek arkadaşım protez bacaklı olan biriydi.
Ama ameliyat olacağı o günden sonra ondan bir daha haber alamadım.
Aynı şekilde bir başka Engelli birey arkadaşımdan da
ameliyat olacağı günden sonra haber alamadım.
Memleketimiz aynı olan eski Engelliler federasyonu başkanıyla tanıştım.
Sosyal medya hesabım kapatıldığından dolayı kendisini kaybettim ve
ismini unuttuğumdan ötürü de bir daha bu kişiyi bulamadım
Sosyal medya hırsız lanetleri benden neler çaldılar neler.
Herhangi bir Engelliler derneği başkanıyla tanıştım ve içimden bunun gitmeye çalıştığı
yol düzgün yol değil diyerek arkadaşlık listemden çıkardım.
Bir Engelli birey bayanla tanıştım. Ben ona bacım, o da bana ağabey derdi.
Geçmiş bazı sırrını benle paylaştıydı. Güçlü kalemdi. Yerel gazetede yazardı.
Gerek duyduğu yazılarının linkini bana atar ve bende sayfamda paylaşırdım.
Zihinsel Engelli birey çok candan bacımla tanıştım.
Okuma ve yazması var ve arada benim hatırım sorardı.
Benim rahmetli dayımda zihinsel Engelli bireydi ve
beni boğmaktan son anda rahmetli anneannem kurtardı.
Ben çok küçükten babaannemlere misafir geldi ve
zihinsel Engelli birey kız evlatları vardı ki onun durumu da çok vahimdi.
Gene ben çok küçük yaşlarda babaannemlerin 3 Engelli birey komşuları vardı.
İkisinin tek ayağı kesik, öbürü zihinseldi.
Zihinsel Engelli birey ağabeyden çok korkardım.
Ayağı kesik amcalardan birini çok sever, arada sırada yanına giderdim
ve kendisi bana selam söyler, bende kendisine saygılarımı iletirdim.
Nasipse tekrar buluşmak heyecanıyla Takipçiler ve Okurlar.
Yorumlar